Askeri yasak bölgelere girme suçu, TCK 332. maddesinde, Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk başlığı altında açıklanmıştır. Buna göre; Devletin askeri yararı gereği girilmesi yasaklanmış olan yerlere, gizlice veya hile ile giren kişiler iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Sanığın bu fiil nedeniyle cezalandırılabilmesi için yasaklanan yerlerle ilgili güvenlik ve gizliliği ihlal etme kastı ile hareket ettiğine ilişkin mahkumiyete yeterli delil bulunması gerekmektedir. Suç yasaklanan yerlerle ilgili güvenlik ve gizliliği ihlal etme genel kastı ile işlenebilir.
Askeri yarar gereği yasaklanan yerlere gizlice veya hile ile girilmesi, suçun oluşması için yeterli olduğundan bu suç, soyut tehlike suçudur. Bu nedenle somut bir zararın gerçekleşmesi şartı aranmaz.
Fiilin, savaş zamanında işlenmesi, failin üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması sebebidir.
Askeri yasak bölgeler, 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanununda belirlenmiştir. Buna göre anılan kanunun ikinci maddesinde askeri yasak bölgeler, birinci ve ikinci derece askeri yasak bölgeler olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Aynı madde içeriğinde belirtildiği üzere askeri bölgeler, Genelkurmay Başkanlığının göstereceği lüzum üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile kurulabilir veya kaldırılabilir.
Güvenlik bölgeleri, 2565 sayılı yasanın 19. maddesi uyarınca; özel güvenlik bölgeleri ve askeri güvenlik bölgeleri olmak üzere ikiye ayrılır. Aynı yasanın 3. maddesi uyarınca Askeri güvenlik bölgeleri, Genelkurmay Başkanlığınca, kamu ve özel kuruluşların çevresindeki özel güvenlik bölgeleri ise Cumhurbaşkanınca, Kurulabilir veya kaldırılabilir.
Birinci derece askeri yasak bölgelerin esasları, 2565 sayılı yasanın 7, 11 ve 14. maddelerinde, ikinci derece askeri yasak bölgelerin esasları 9, 13 ve 17. maddelerinde, güvenlik bölgelerinin esasları da 21. maddesinde açıklanmış, bu esaslara aykırılık halinde uygulanacak cezai hükümler ise yasanın 24, 25 ve 26. maddeleri ile TCK’nın 332. maddesinde yer almıştır.
Birinci derece askeri yasak bölgelere girmek, diğer eylemlere nazaran daha ağır olmasına rağmen 2565 sayılı Kanunda cezalandırılmayarak doğrudan TCK’nın 332. maddesinin konusu haline getirilmiştir.
TCK’nın 332. maddesinde düzenlenen suçun konusunun öncelikle birinci derece askeri yasak bölgeler oluşturur. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ikinci derece askeri yasak bölgelere girmesi ise, 2565 sayılı yasanın 9. 13. ve 17. maddelerinde açıklandığı üzere yasaklanmamıştır. Yabancı gerçek ve tüzel kişiler ise bu bölgede taşınmaz mal edinemez.
Yabancılara ait bölgedeki taşınmaz malların tasfiyesine karar vermeye, tasfiye şekil ve şartlarını tespite Cumhurbaşkanı yetkilidir. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ikinci derece askeri yasak bölgelere girmesi suç oluşturmazken yabancılar içinse diğer şartları var ise suç oluşturabilecektir.
Yasa gerekçesinde düzenleme ile Devletin askeri yararlarının korunduğu açıklanmaktadır. Buna göre madde ile, askeri yarar gereği yasaklanan yerlere “gizlice” veya “hile” ile girilmesi cezalandırılmaktadır. Bu nedenle kasıt aranmakta olup taksirle, yanlışlıkla girmek suç oluşturmayacaktır.
Yasa gerekçesinde gizlice girmenin tanımı yapılmış; denetim ve korumaya ilişkin her türlü tedbirler giderilerek yasaklanan yere girilmesi şeklinde tanımlanmıştır.
Askeri yasak bölgelere hile ile girmek ise, sahte kimlik kullanma, askeri elbise giymek ve benzeri şekillerde girmek için aldatıcı vasıtalar kullanmakla olur.
Suçun oluşması için girilen yer, “Devletin askeri yararı” gereği yasaklanmış yerlerden olmalıdır. Yasa gerekçesinde bir askeri tesis inşaatında kişilerin güvenliğini sağlamak maksadıyla konulmuş giriş yasağının ihlalinin bu suçu oluşturmayacağı örneği verilmiştir. Çünkü, bu halde yasaklama, askeri yarar gereği değildir.
Devletin askeri yararı gereği girilmesi yasaklanmış yerler, askeri yarar nedeni ile girilmesi yasaklanmış kara, deniz ve hava bölgeleridir.
TCK 332. maddesi son fıkrasındaki hüküm, fiilin savaş zamanında işlenmesini cezanın ağırlaştırılması nedeni olarak belirlemiştir.
Bu suç için dava zamanaşımı süresi sekiz yıl olup suçun savaş zamanında işlenmesi halinde zamanaşımı süresi on beş yıldır.
Bu suç için yargılama yapmaya görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi’dir.
Tüm hukuki danışmanlık ve talepleriniz için Heper Hukuk ve Danışmanlık Ofisi iletişim hattı olan 08504201155 numarasından hukuk ofisimize ulaşabilirsiniz.