Bu yazımız içeriğinde yurt dışındaki üniversitenin denkliğinin kaldırılması işlemine karşı dava açılması ile ilgili önemli bir Anayasa Mahkemesi kararına yer vereceğiz. Yazımıza konu Anayasa Mahkemesi kararına konu başvuru yurt dışındaki üniversitenin denkliğinin kaldırılmasına dair işleme açılan davayı konu almakta. Anayasa Mahkemesi’ne başvuran taraf, başvurusunda hukuka aykırı karar verilmiş olduğu iddiası ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini savunmuştur.
Özel hukuk tüzel kişiliği olan bir üniversite tarafından başvuruda bulunulmuş, başvurucu tarafından, Üniversitenin denkliğinin tanınmasının kaldırılmasına dair işlemin iptali talebi ile dava açılmıştır. Açılan davada;
belirtilmiş ve tesis edilen işlem sebebi ile maddi açıdan büyük bir zararla karşılaşılacağı ileri sürülmüştür. İdare tarafından verilen cevapta ise;
tesis edilen işlemin yasal ve yerinde olduğunun ispatlandığı ifade edilmiştir. Ankara İdare Mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmiştir. İdare Mahkemesi tarafından verilen karar ile yukarıda açıklanan değerlendirme raporuna konu hususların açıklanmasından sonra davacı Üniversite hakkında gelen şikayetlerin bir sonucu olarak mevzuatın bu konuda verdiği yetki doğrultusunda dava konusu işlemin tesis edildiği açıklanmış, değerlendirme raporuna dayanak heyet ziyaretinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihten sonra yapıldığı ifade edilmesine rağmen başvurucu tarafından bunun aksini gösteren bilgi yahut belge sunulmadığı ifade edilmiştir.
Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi tarafından verilen kararla istinaf talebi reddolunarak mahkeme kararı kesin olarak onanmıştır. Bunun üzerine Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunulmuştur.
Anayasa Mahkemesi vermiş olduğu kararında Devletin bir bireye, salt egemenlik yetkisini kullanmak suretiyle tanıdığı hak veya yüklediği yükümlülüklerin medeni hak ve yükümlülük kapsamında değerlendirilemeyeceği açıklanmış, bu vesile ile Anayasa’nın hiçbir maddesinin devletin bir başka ülkede kurulan eğitim ve öğretim kurumlarını tanıma ve düzenlediği diplomaların denkliğini kabul etmesini zorunlu kılmadığı belirtilmiştir.
Yabancı bir devletin kanunlarına tabi olan bir üniversitenin tanınıp tanınmamasının devletin egemenlik yetkisinin tezahürü olan ve müdahaleye kapalı bulunan çekirdek alanını oluşturduğu açıkça ifade edilmiştir. Bu nedenle;
kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Somut olayda ise bireysel başvuruya dayanak davanın açılmasına sebep olgu üniversitenin tanınmasının kaldırılmasıdır. Bu durumdan, uyuşmazlığın özünün devletin yabancı bir üniversiteyi tanıyıp tanımamasına ilişkin yetkisinin kullanımıyla ilgili olduğunun anlaşıldığı tespiti yapılmış, bu itibarla devletin mutlak egemenlik yetkisi ile doğrudan bağlantılı görülen yabancı bir üniversitenin tanınmamasıyla ilgili uyuşmazlığın medeni hak ve yükümlülük kapsamında değerlendirilemeyeceğinin açık olduğu belirtilmiştir.
Netice olarak başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmiş, yargılama giderleri başvurucu üzerinde bırakılmıştır.
Benzer konulardaki danışmanlık ve hukuki destek talepleriniz için internet sitemizde yer alan iletişim linkinden hukuk ofisimize ulaşabilirsiniz.