Beyoğlu Boşanma Avukatı

Beyoğlu Boşanma Avukatı
Aile Hukuku
Beyoğlu Boşanma Avukatı

Beyoğlu Boşanma Avukatı

Yazımız içeriğinde Beyoğlu boşanma avukatı, anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma davası ile boşanma hukuku hakkında genel bilgilere yer verilecektir. Hukuk ofisimiz, tüm Türkiye ve İstanbul genelinde aile ve boşanma hukuku ile hukukun bir çok alanında hizmet vermektedir.

Boşanma nedenleri nelerdir?

Türk Medeni Kanunu 161. maddesi ve devamı maddelerinde boşanma nedenleri ayrı ayrı açıklanmıştır. Bu sebepler arasında;

  • Zina,
  • Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış,
  • Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme,
  • Terk,
  • Akıl hastalığı,
  • Evlilik birliğinin temelinden sarsılması,

gibi boşanma sebepleri yer almaktadır.

Zina nedeniyle boşanma davası

TMK 161. maddesi, eşlerden birinin zina etmesini boşanma nedeni saymış olup bu nedenle eşlerden birinin zina etmesi durumunda, diğer eş ona karşı boşanma davası açabilir. Zina nedeniyle boşanma davası, dava açmaya hakkı olan eşin, zina boşanma nedenini öğrendiği tarihten başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmesi ile dava hakkı düşer. Affeden tarafınsa dava hakkı bulunmamaktadır.

Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası

Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, Türk Medeni Kanunu uyarınca boşanma nedeni olarak düzenlenmiş olup taraflardan birinin diğerinin hayatına kastetmesi veya kendisine kötü davranılması veya ağır ölçüde onur kırıcı bir davranışta bulunması boşanma nedeni sayılmıştır.

Dava açmaya hakkı bulunan eşin bu boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmesiyle dava hakkı düşer. Affeden tarafın ise dava hakkı bulunmamaktadır.

Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle boşanma davası

Hukukumuza göre eşlerden birinin küçük düşürücü bir suç işlemesi ya da haysiyetsiz bir hayat sürmesi ve bu nedenle diğer eşin onunla birlikte yaşamasının kendisinden beklenemediği durumlar boşanma sebebi olarak kabul edilmiş olup kişi bu nedenle de boşanma davası açabilmektedir.

Bununla birlikte kendisine bu sebeple boşanma davası açılan tarafın cezaevinde bulunması ve fiili ayrılık, tek başına boşanma nedeni olarak kabul edilmeyebilmektedir.

Yerleşik emsal kararlar uyarınca haysiyetsiz hayat sürmenin varlığından söz edilerek bu nedenle boşanmaya karar verilebilmesi için, başka kimselerle ilişkinin bir yaşam tarzı olarak benimsenmiş olması ve bu durumun süreklilik arz etmesi gerekir. Eşlerden birinin bir başka kişi ile sürekli telefonda konuşması birlikte yaşamayı çekilmez hale getirmekteyse de haysiyetsiz yaşam olarak kabul edilmeyebilecektir.

Terk nedeniyle boşanma davası

Terk, TMK 164. maddesi uyarınca bir boşanma sebebi olarak düzenlenmiştir. Ancak terk nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için bir takım şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu şartlar;

  • Eşlerden birinin, evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemek amacı ile diğerini terk etmiş olması veya haklı bir sebep bulunmaksızın ortak konuta dönmemesi,
  • Bu şekilde gerçekleşen ayrılığın en az altı ay sürmüş ve bu durumun devam etmekte olması,
  • Bu konudaki talep üzerine hakim ya da noter tarafından yapılan ihtarın sonuçsuz kalmış olması,

şeklinde olup bu şartların varlığı halinde terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Bu kapsamda diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir neden bulunmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eşin de terk etmiş sayılacağını hatırlatmak gerekir.

Bu aşamada uygulamada eve dön ihtarı şeklinde bilinen konudan da bahsetmek gerekmektedir. Terk nedeniyle boşanma davası açmaya hakkı bulunan eşin bu konudaki talebi üzerine hakim ya da noter, esası incelemeksizin yapacağı ihtar ile terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiğini ve reddederek dönmemesi durumunda doğacak sonuçlar hakkında ihtarda bulunur.

Bu ihtar kişiye gerektiğinde ilan yolu ile de yapılabilir. Ancak TMK 164. maddesi uyarınca, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamayacağı ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamayacağı açıkça belirtilmiştir.

Akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası

Uygulamada çok rastlanmıyor olmasına rağmen akıl hastalığı da boşanma nedeni olarak kabul edilmektedir. Bunun için eşlerden birinin akıl hastası olması ve bu nedenle ortak hayatın diğer eş için çekilmez hale gelmesi, akıl hastalığının ortadan kalkmasına imkan bulunmadığının resmi sağlık kurulu raporu ile de tespit edilmesi kaydı ile bu nedenle boşanma davası açılabileceği açıklanmıştır.

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası, uygulamada en çok karşılaşılan boşanma nedenidir. Kanun koyucu, eşler açısından evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek ölçüde temelinden sarsılmış bulunmasını boşanma nedeni olarak düzenlemiş ve bu nedenle boşanma davası açılabileceğini kabul etmiştir.

Yukarıda açıkladığımız durumda bu nedenle açılan davada davacının kusurunun daha ağır olması halinde, davalının açılan davaya itiraz hakkı bulunmaktadır. Bununla beraber bu itirazın, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olması ve evlilik birliğinin devamında davalı ve müşterek çocuklar açısından korunmaya değer bir yarar kalmamış olması halinde boşanmaya karar verilebilecektir.

Evliliğin en az bir yıl sürmüş olması durumunda, eşlerin birlikte başvurması veya bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi durumunda, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu durumda boşanma kararı verilmesi için, yasada hakimin tarafları bizzat dinlemesi suretiyle iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirerek boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şart olduğu açıklanmıştır. Yine hakim tarafından, taraflar ve çocukların menfaatleri göz önünde bulundurularak bu anlaşmada gerekli görülen değişiklikler yapılabilecektir.

Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü durumunda boşanmaya karar verilir. Bu halde tarafların ikrarlarının hakimi bağlamayacağı hükmü uygulanmayacaktır.

  • Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi,
  • Bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi,

halinde sebebi farketmeksizin ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin talebi üzerine boşanmaya karar verilir.

Beyoğlu boşanma avukatı konusunda nasıl hukuki danışmanlık hizmeti alabilirim?

Hukuk ofisimiz tarafından aile hukuku ve boşanma alanında verilen hizmetler arasında;

  • Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında koruyucu ve önleyici tedbir ve uzaklaştırma talepleri ile itiraz başvuruları,
  • Anlaşmalı boşanma protokolü hazırlanması,
  • Evlilik ve mal rejimi sözleşmesi hazırlanması,
  • Anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davalarının takibi,
  • Nafakanın indirilmesi (azaltılması), artırılması, kaldırılması ile nafaka talepli tüm davalar,
  • Mal paylaşımı, mal rejiminin tasfiyesi davaları,
  • Velayet davaları,
  • Babalık davaları,
  • Yurt dışında alınan boşanma kararının Türkiye’de tanınması ve tenfizi,

gibi konular yer almaktadır. Benzer ve diğer alan ve konularda detaylı bilgi için hukuk ofisimizle irtibat kurulması tavsiye olunur.

Beyoğlu boşanma avukatı iletişim

Beyoğlu boşanma avukatı konusunda hukuki yardım ve destek talebinde bulunmak için Heper Hukuk ve Danışmanlık Ofisi’ne ait 08504201155 numaralı hattımızdan hukuk ofisimizle iletişime geçebilirsiniz.

Beyoğlu boşanma avukatı adres

Ofisimiz tüm Türkiye ve İstanbul çapında hizmet sunmakta olup adres bilgilerimize internet sitemizde bulunan iletişim sekmesinden ulaşılabilir.

Önceki
Sonraki