
Bu yazımızda hasarlı kiralık aracı bırakıp kaçan turistler ve hukuki rücu yolu hakkında bilgilendirmede bulunulacaktır. Türkiye, her yıl milyonlarca yabancı turiste ev sahipliği yapmaktadır. Bu turistlerin büyük bir kısmı, ülkeyi keşfetmek amacıyla araç kiralama hizmetlerinden faydalanmaktadır. Ancak bu hareketlilik, beraberinde kiralık araç sigorta sektörünü ciddi risklerle karşı karşıya bırakmaktadır. En karmaşık ve maliyetli senaryolardan biri, yabancı turistlerin kiraladıkları araçlara kaza sonucu hasar vermeleri ve hasarlı aracı bırakarak ülkeyi terk etmeleridir. Bu durum, sigorta şirketlerinin ödediği hasar bedelini kusurlu taraftan geri isteme hakkının (rücu hakkı) kullanılmasını neredeyse imkânsız hale getirmektedir.
Heper Hukuk ve Danışmanlık Ofisi, uluslararası sigorta hukuku, rücu davaları ve milletlerarası özel hukuk alanındaki derin uzmanlığı sayesinde, sigorta şirketlerinin bu tür karmaşık ve sınır ötesi vakalarda hak kayıplarını en aza indirmeyi hedefleyen önleyici ve dava takibi hizmetleri sunmaktadır.
Hasar sonrası yabancı sürücünün ülkeyi terk etmesi, sigorta şirketleri için çifte bir zorluk yaratır. Hasarlı aracı bırakıp kaçan turistler sigorta şirketleri açısından da büyük sorun yaratmaktadır.
Kaza anında tutulması gereken detaylı trafik raporları, alkol/uyuşturucu testleri gibi hayati deliller, yabancının derhal ayrılmasıyla eksik kalabilmektedir. Ayrıca, kiralama şirketinin sigortacıya sunması gereken gerekli belgelerin (kiralama sözleşmesi, sürücü belgesi kopyası vb.) yabancının hızlı ayrılışı nedeniyle hatalı veya eksik olması, sigortacının rücu davası açarken elini zayıflatır.
Rücu davası açılabilmesi için, kusurlu turistin yurtdışındaki adresine Türk Mahkemelerinin kararlarının tebliğ edilmesi gerekir. Bu süreç, Uluslararası Tebligat Sözleşmeleri ve apostil işlemleri nedeniyle aylar sürebilir, hatta adresin yanlış veya geçersiz olması durumunda imkânsız hale gelebilir. Mahkemenin yabancı uyruklu şahıs üzerinde yargılama yetkisine sahip olup olmadığı (özellikle sigorta sözleşmesinin nerede yapıldığına bağlı olarak) ayrı bir hukuki inceleme gerektirir.
Tüm hukuki süreç başarıyla tamamlanıp bir Türk Mahkemesi kararı alınsa dahi, bu kararın yabancı ülkede tenfizi (tanınması ve icrası) gereklidir. Turistin bulunduğu ülke ile Türkiye arasındaki hukuki anlaşmaların yetersiz olduğu durumlarda, karar icra edilemeyebilir ve sigorta şirketi ödediği hasar bedelini tahsil edemez.
Heper Hukuk Ofisi bu karmaşık uluslararası rücu vakalarında sigorta şirketlerine uçtan uca, çok yönlü bir strateji sunar:
Rücu hakkının kaybolmaması için en kritik aşama, kaza sonrası ilk 24 saattir. Hasarlı aracı bırakıp kaçan turistler genellikle ilk 24 saat içerisinde kendi ülkelerine dönüş yapmaktadır. Bu nedenle aşağıda yer alan detaylar sonuca ulaşılma etkinliğini artırmaktadır.
Heper Hukuk Ofisi, kusurlu turistin bulunduğu ülkede hukuki süreci başlatmak için gerekli bilgi ve altyapıya sahiptir.
Kazaya karışan ve hasarlı kiralık aracı bırakıp kaçan turistler açısından yabancı turistin kendi ülkesinde geçerli bir sigorta poliçesi varsa, sigorta şirketimizin rücu hakkını doğrudan o ülkedeki sigorta şirketi veya güvence fonu üzerinden talep etme stratejisi izlenir. Bu, tahsilat hasarlı aracı bırakıp kaçan turistler açısından tahsilat sürecini büyük ölçüde kısaltır ve kesinleştirir.
Heper Hukuk ve Danışmanlık Ofisi, özellikle uluslararası boyuttaki rücu ve tahsilat süreçlerinde benzersiz bir yetkinlik sunmaktadır. Sadece dava açmakla kalmıyor, aynı zamanda alacakların fiilen tahsil edilmesini sağlayacak uluslararası iş ağına ve bilgi birikimine sahibiz.
Sigorta şirketlerinin, hasarlı aracı bırakıp kaçan yabancı turistler nedeniyle oluşan milyonlarca liralık zararını en aza indirmek ve rücu hakkını uluslararası platformda etkin bir şekilde kullanmak için Heper Hukuk ve Danışmanlık Ofisi stratejik ortağınızdır.
Hukuki Kayıplarınızı Uluslararası Yetkinlikle Tahsil Edin! Detaylı bilgi için iletişim sayfasından ofisimizle iletişime geçebilirsiniz.